Soru: Ziyaeddin el-Kudsi, "Hâkimiyet Allah'ındır" adlı kitabının 8. sahifesinde şöyle demiştir:
"Ne kadar hatalı olursa olsun, İslam kanunlarını tatbik eden ve İslam devleti sayılan Osmanlı İmparatorluğu yıkıldıktan sonra..."
Kitabın arapçasına baktım bu yazının aslını göremedim.
Cevap: Tercüme eden kimse bazen kitabın Arapça aslında bulunmayan sözleri, hata olmayacak şekilde ek açıklama mahiyetinde yazabilir. Tercüme eden kimse bu eki yapmadan önce mutlaka hocaya başvurur ve hocanın onay vermesiyle o eki yapar.
Burada Osmanlı Devletinden kastedilen, zahiren şeriatı uygulayan ve şeriata zıt bir kanun uygulamayan devlettir. Yani Osmanlı devletinde zahiren ilan edilen şey, şeriat hükmüdür. Ne mahkemelerinde ne de başka bir alanda, zahirde İslam’dan başka bir kanun uygulanmamaktadır. Yani devletin resmiyette anayasası sadece İslam’dır ve el-Mecelle hükümleri uygulanmaktadır.
Elbette devlette valiler, hâkimler ve hatta devletin padişahı tarafından İslam’a aykırı bazı fiiller yapılmıştır, belki o padişah mason bile olabilir. Fakat bunlar gizlidir; kesin hüküm verebilmek için elimizde kesin delilin olması gerekir. Elimizde kesin delil olmadan küfür hükmü vermeyiz.
Şu bir gerçek ki Osmanlı devleti örnek bir İslam devleti değildir, ancak örnek olmaması onu kâfir bir devlet yapmaz. Kâfir olması için açık bir küfrünün olması gerekir. Elimizde bu devlet hakkında açık bir küfür sabit oluncaya kadar asıl olana hüküm verilir. İslam devletinin başının gizli bir küfrü veya nifakı varsa bile İslam şeriatını uyguladığı müddetçe zahire göre Müslüman hükmü verilir.