Ukl ve Ureyne kabilelerinden birtakım insanlar (sekiz kişi) Medine'ye, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in yanına gelip Müslüman oldular.
"Ey Allah'ın rasulü! Bizler sürü sahipleriyiz. Ekin ve mahsül sahipleri değiliz" diyerek Medine'nin havasını sıhhatleri için uygun bulmadılar ve burada kalmak istemediler.
Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem onlara zekat develerinin ve çobanının bulunduğu yere gitmelerini ve develerin sütlerinden ve sidiklerinden içmelerini söyledi. Onlar da oraya gittiler ve deve sütü ile deve sidiğinden içtiler. Nihayet Harre tarafında bulundukları sırada, (sağlıklarına kavuştukları zaman) mürted oldular.
Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in çobanını (ellerini ve ayaklarını kesip gözlerine ve diline diken batırarak) öldürdüler sonra da develeri önlerine katıp götürdüler.
(Bu çobanın ismi Yesar'dır. O, Beni Muharip ve Salebelerle yapılan muharebede Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in payına düşmüştü. Sonra Müslüman olup gü-zelce namaz kılmaya başlayınca Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem onu azad etmişti.)
(Bu olay Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'a haber verilince)
Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem hicretin altıncı yılı şevval ayında Kürz b. Cabir'i yirmi kişilik bir kuvvetle, (o sekiz kişiyi yakalamak için) gönderdi.
Gönderilen seriyye onları yakalayıp getirdi. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem onlara kısas yapılmasını emretti. O canilerin gözlerini, ateşte kızdırılan demir çivilerle çıkardılar, ellerini ve bacaklarını çapraz olarak kestiler ve ölünceye kadar Harre mevkiinde kendi hallerine bıraktılar.
Enes RadıyAllahu Anhu diyor ki:
"Ben onlardan bir adam gördüm ki ölünceye kadar diliyle yeri yalayıp ısırıyordu." (Buhari, Müslim)