- 27 -
"اَللَّهُمَّ بَاعِدْ بَيْنِي وَبَيْنَ خَطَايَايَ كَمَا بَاعَدْتَ بَيْنَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ ،
اَللَّهُمَّ نَقّنِي مِنْ خَطَايَايَ كَمَا يُنَقَّى الثَّوْبُ الأَبْيَضُ مِنَ الدَّنَسِ،
اَللَّهُمَّ اغْسِلْنيِ مِنْ خَطَايَايَ بِالثَّلْجِ وَالْمَاءِ وَالْبَرَدِ"
( البُخَارِيُّ ومُسْلِمٌ )
" Allah’ım! Benimle hatalarımın arasını doğu ile batının arası kadar uzaklaştır.
Allah’ım! Beyaz elbisenin lekelerden arındırıldığı gibi beni de hatalarımdan arındır.
Allah’ım! Kar, su ve dolu ile beni hatalarımdan arındır. "
(Buhari 1/171, Müslim 1/419)
- 28 -
"سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ ، وَتَبَارَكَ اسْمُكَ ، وَتَعَالَى جَدُّكَ ، وَلاَ إِلَهَ غَيْرُكَ "
(أصحاب السنن)
" Allah’ım! Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih eder ve hamdinle seni tesbih ederim.
Senin ismin mübarektir. Gücün yücedir. Senden başka ibadete layık ilah yoktur. "
(Tirmizi, Ebu Davud, Nesei, İbn Mace)
- 29 -
"وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذِي فَطَرَ السَّـمَاوَاتِ وَالأَرْضَ حَنِيفاً وَمَا أَنَا مِنَ الْمُشْرِكِينَ ، إِنَّ صَلاَتِي ، وَنُسُكِي ، وَمَحْيَايَ ، وَمَمَاتِي لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ ، لاَ شَرِيكَ لَهُ وَبِذَلِكَ أُمِرْتُ وَأَنَا مِنَ الْمَسْلِمِينَ. اَللَّهُمَّ أَنْتَ الْمَلِكُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ. أَنْتَ رَبِّي وَأَنَا عَبْدُكَ ، ظَلَمْتُ نَفْسِي فَأغْفِرْ ليِ ذُنُوبِي جَمِيعاً إِنَّهُ لاَيَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ. وَاهْدِنِي ِلأَحْسَنِ اْلأَخْلاَقِ لاَ يَهْدِي لأَحْسَنِهَا إَلاَّ أَنْتَ، وَاصْرِفْ عَنِّي سَيِّئَهَا، لاَيَصْرِفُ عَنِّي سَيِّئَهَا إِلاَّ أَنْتَ، لَبَّيْكَ وَسَعْدَيْكَ، وَالْخَيْرُ كُلُّهُ بِيَدَيْكَ ، وَالشَّرُّ لَيْسَ إِلَيْكَ ، أَنَا بِكَ وَإِلَيْكَ ، تَبَارَكْتَ وَتَعَالَيْتَ ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ "
(مُسْلِمٌ)
" Yüzümü hanif olarak (şirkten arınmış olarak) yeri göğü örneksiz olarak yaratana çevirdim ve ben müşriklerden değilim.
Şüphesiz ki namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir.
O’nun hiç bir ortağı yoktur. ben bununla emrolundum ve ben müslümanlardanım.
Allah’ım! Sen, Meliksin. Sen’den başka ibadete layık ilah yoktur. Sen benim Rabbimsin, ben ise senin kulunum.
Nefsime zulmettim, günahımı itiraf ettim. Benim bütün günahlarımı affet.
Muhakkak ki günahları senden başka affedecek yoktur. Allah’ım! Beni en iyi ahlaka yönelt.
Sen’den başka beni en iyi ahlaka yöneltecek yoktur. Kötü ahlakı benden uzaklaştır.
Senden başka kötü ahlakı benden uzaklaştıracak yoktur.
Buyur, Senin emrindeyim. Hayırların hepsi senin elindedir. Şer sana nisbet edilmez.
Ben seninim ve sana döneceğim. Sen Mübareksin, yücesin.
Sana tevbe eder ve günahımın bağışlanmasını senden dilerim. "
(Müslim 1/534)
- 30 -
"اَللَّهُـمَّ رَبَّ جَبْرَائِيلَ، وَمِيكَـائِيلَ، وَإِسْرَافِيلَ فَاطِرَ السَّماَوَاتِ وَالأَرْضِ، عَـالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ، أَنْتَ تَحْكُمُ بَيْنَ عِبَادِكَ فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ. اِهْدِنيِ لِمَا اخْتُلِفَ فِيهِ مِنَ الْحَقِّ بِإِذْنِكَ إِنَّـكَ تَهْدِي مَنْ تَشَاءُ إِلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ"
(مُسْلِمٌ)
" Ey Cebrail’in, Mikail’in ve İsrafil’ in Rabbi olan, gökleri ve yeri örneksiz yaratan, gaybi ve bilineni bilen Allah’ım!
Hakkında ihtilafa düştükleri meselelerde kulların arasında Sen hüküm verirsin.
Hakkında ihtilafa düşülen meselelerde izninle beni hakka hidayet et.
Şüphesiz ki Sen dilediğini doğru yola hidayet edersin. "
(Müslim 1/534)
- 31 -
"اَللهُ أكْبَرُ كَبِيراً، اَللهُ أكْبَرُ كَبِيراً، اَللهُ أَكْبَرُ كَبِيراً،
وَالْحَمْدُ لِلَّهِ كَثِيراً، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ كَثِيراً، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ كَثِيراً،
وَسُبْحَانَ اللهِ بُكْرَةً وَأَصِيلاً"
ثلاثاً:
"أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ مِنْ نَفْخِهِ ، وَ نَفْثِهِ ، وَ هَمْزِهِ"
(أبو داود وابن ماجة وأحمد)
" Allah yücelerin yücesidir. Allah yücelerin yücesidir. Allah yücelerin yücesidir.
Allah’a çokça hamdolsun. Allah’a çokça hamdolsun. Allah’a çokça hamdolsun.
Allah’ı sabah ve akşam tesbih ederiz. "
Üç defa:
" Şeytanın üflemesinden, nefesinden ve aldatmasından Allah’a sığınırım. "
(Ebu Davud 1/203, İbni Mace 1/265, Ahmed 4/85)
- 32 -
كان النبي صلى الله عليه وسلم إذا قام من الليل يتهجد قال:
"اَللَّهُمَّ لَكَ الْحَمْدُ أَنْتَ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَنْ فِيهِنَّ ،
وَلَكَ الْحَمْدُ ، أَنْتَ رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَنْ فِيهِنَّ ،
وَلَكَ الْحَمْدُ ، لَكَ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَنْ فِيهِنَّ ،
أَنْتَ الْحَقُّ ، وَوَعْـدُكَ الْحَقُّ ، وَقَوْلُـكَ الْحَقُّ ، وَلِقَاؤُكَ الْحَقُّ ، وَالْجَنَّةُ حَقٌّ ، وَالنَّارُ حَقٌّ ، وَالسَّاعَةُ حَقٌّ ، وَالنَّبِيُّونَ حَقٌّ ، وَمُحَمَّدٌ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حَقٌّ ،
اَللَّهُمَّ لَكَ أَسْلَمْتُ ، وَعَلَيْكَ تَوَكَّلْتُ ، وَبِكَ آمَنْتُ ، وَإِلَيْكَ أَنَبْتُ ، وَبِكَ خَاصَمْتُ ، وَإِلَيْكَ حَاكَمْتُ. فَاغْفِرْ ليِ مَاقَدَّمْتُ ، وَمَا أَخَّرْتُ ، وَمَا أَسْرَرْتُ ، وَمَا أَعْلَنْتُ أَنْتَ الْمُقَدِّمُ وَأَنْتَ الْمُؤَخِّرُ ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ ،
أو:" لاَ إِلَهَ غَيْرُك َ"
( البُخَارِيُّ ومُسْلِمٌ )
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem gece teheccüd namazı kılmak için kalktığında şöyle derdi:
"Allah’ım! Hamd sanadır. Sen göklerin, yerin ve bunların arasındakilerin nurusun.
Hamd sanadır. Sen göklerin, yerin ve bunların arasındakilerin Rabbisin.
Hamd sanadır. Sen haksın.
Senin vadin haktır, sözün haktır, sana kavuşmak haktır, cennet haktır, cehennem haktır,
kıyamet saati haktır, nebiler haktır ve Muhammed sallAllahu aleyhi ve sellem haktır.
Allah’ım! Sana teslim oldum, Sana tevekkül ettim, Sana inandım, Sana yöneldim,
Senin için çarpıştım, Senin hükmüne başvurdum.
Benim geçmiş ve gelecek, gizli ve açık günahlarımı affet.
Sen, herşeyi yerli yerine koyan, dilediğini öne alıp, dilediğini geciktirensin.
İbadete layık gerçek ilah ancak Sensin."
Veya: " Senden başka ibadete layık ilah yoktur."
(Buhari Fethu’l Bari Şerhi 3/3, Müslim 1/532)